Hastalıklar ve Tedavileri

Osteoporoz (Kemik Erimesi) Nedir? Belirtileri, Tanı ve Tedavisi Nelerdir?

Osteoporoz (kemik erimesi), kemik yapısının zayıflaması ve kırılmaya yatkın hale gelmesi anlamına gelir. Bu makalede osteoporozun nedenleri, belirtileri, tanı ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi edinebilirsiniz.

Osteoporoz (Kemik Erimesi) Nedir? Belirtileri, Tanı ve Tedavisi Nelerdir?

Osteoporoz (kemik erimesi), kemik yapısının zayıflaması ve kırılmaya yatkın hale gelmesi anlamına gelir. Bu makalede osteoporozun nedenleri, belirtileri, tanı ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi edinebilirsiniz.

Kemikler, vücudun iskelet sistemini oluşturan ve kalsiyum gibi minerallerle güçlendirilen yapılardır. Kemikler, yaşam boyunca sürekli olarak yapım ve yıkım süreçlerine maruz kalırlar. Bu süreçler, gençlik döneminde kemik yapımının lehine iken, yaş ilerledikçe kemik yıkımı ağır basmaya başlar. Bu durum, kemik yoğunluğunun azalmasına ve kemiklerin zayıflamasına neden olur. Bu hastalığa osteoporoz veya kemik erimesi denir.

Osteoporoz, kemiklerin içindeki boşlukların artması ve gözenekli bir yapıya dönüşmesi sonucunda ortaya çıkar. Osteoporozlu kemikler, normal kemiklere göre daha kırılgan ve dayanıksızdırlar. Osteoporoz, özellikle el bileği, omurga ve kalça kemiklerinde kırıklara yol açabilir. Bu kırıklar, yaşam kalitesini düşürmekle kalmaz, aynı zamanda ölüm riskini de artırabilir.

Osteoporoz, genellikle ileri yaşlarda görülen bir hastalıktır. Ancak, bazı risk faktörleri osteoporozun daha erken yaşlarda da ortaya çıkmasına neden olabilir. Bu risk faktörleri arasında; cinsiyet, genetik, hormonal değişiklikler, beslenme, yaşam tarzı, ilaç kullanımı ve bazı hastalıklar sayılabilir. Osteoporozun erken teşhisi ve tedavisi, kemik sağlığını korumak ve kırık riskini azaltmak için önemlidir.

Bu makalede, osteoporozun nedenleri, belirtileri, tanı ve tedavi yöntemleri hakkında detaylı bilgi bulabilirsiniz. Ayrıca, osteoporozu önlemek ve kemik sağlığınızı desteklemek için neler yapabileceğinizi de öğrenebilirsiniz.

Osteoporozun Nedenleri Nelerdir?

Osteoporozun Nedenleri Nelerdir?

Osteoporozun en temel nedeni, kemik yapım ve yıkım süreçleri arasındaki dengenin bozulmasıdır. Kemik yapımı, kemik hücrelerinin yeni kemik dokusu oluşturması anlamına gelir. Kemik yıkımı ise, kemik hücrelerinin eski kemik dokusunu parçalaması ve kana geri vermesi anlamına gelir. Bu süreçler, kemiklerin sürekli olarak yenilenmesini ve sağlıklı kalmasını sağlar.

Kemik yapım ve yıkım süreçleri, yaşa, cinsiyete, hormonlara, beslenmeye ve diğer faktörlere bağlı olarak değişebilir. Gençlik döneminde, kemik yapımı kemik yıkımından daha hızlıdır. Bu sayede, kemik yoğunluğu ve kütlesi artar. Kemik yoğunluğu, 20-30 yaşları arasında en yüksek seviyeye ulaşır. Bu seviye, zirve kemik kütlesi olarak adlandırılır. Zirve kemik kütlesi, kişinin yaşamı boyunca elde edebileceği en yüksek kemik yoğunluğudur.

Zirve kemik kütlesi, kişiden kişiye değişebilir. Genel olarak, zirve kemik kütlesi ne kadar yüksekse, osteoporoz riski de o kadar düşüktür. Zirve kemik kütlesini etkileyen faktörler arasında; genetik, cinsiyet, ırk, beslenme, fiziksel aktivite, hormonal durum ve ilaç kullanımı sayılabilir.

Zirve kemik kütlesi ulaşıldıktan sonra, kemik yapım ve yıkım süreçleri bir süre dengede kalır. Ancak, 40 yaşından sonra kemik yıkımı kemik yapımını geçmeye başlar. Bu durum, kemik yoğunluğunun azalmasına ve kemiklerin zayıflamasına neden olur. Bu süreç, kadınlarda menopoz döneminde daha hızlı ilerler. Menopoz, kadınlarda yumurtalıkların işlevini yitirmesi ve östrojen hormonunun üretiminin durması anlamına gelir. Östrojen, kemik yapımını destekleyen bir hormondur. Östrojen seviyesinin düşmesi, kemik yıkımını hızlandırır ve osteoporoz riskini artırır.

Osteoporozun nedenleri arasında, sadece yaşlanma ve hormonal değişiklikler değil, aynı zamanda diğer faktörler de rol oynar. Bu faktörler şunlardır:

  • Cinsiyet: Kadınlar, erkeklere göre osteoporoz geliştirme olasılığı daha yüksektir. Bunun nedeni, kadınların zirve kemik kütlesinin daha düşük olması, menopoz nedeniyle östrojen seviyesinin azalması ve yaşam sürelerinin daha uzun olmasıdır.
  • Genetik: Osteoporoz, ailede görülen bir hastalık olabilir. Eğer anne veya babanızda osteoporoz veya osteoporozla ilişkili bir kırık varsa, sizin de osteoporoz geliştirme riskiniz artar.
  • Beslenme: Kemik sağlığı için gerekli olan kalsiyum, D vitamini, protein ve diğer besin öğelerinin yeterli alınmaması, osteoporoz riskini artırabilir. Ayrıca, aşırı tuz, kafein, alkol ve sigara tüketimi de kemik yıkımını hızlandırabilir.
  • Yaşam tarzı: Fiziksel aktivitenin az olması, kemik yapımını azaltabilir ve kemik kütlesinin kaybına neden olabilir. Aksine, düzenli egzersiz yapmak, kemikleri güçlendirebilir ve osteoporozu önleyebilir. Ayrıca, güneş ışığına maruz kalmak, D vitamini sentezini artırarak kemik sağlığını destekler.
  • İlaç kullanımı: Bazı ilaçlar, kemik yapımını veya yıkımını etkileyerek osteoporoz riskini artırabilir. Bu ilaçlar arasında; kortizon, tiroid hormonu, antiepileptikler, antidepresanlar, antikanser ilaçlar sayılabilir.
  • Bazı hastalıklar: Osteoporoz, bazı hastalıkların neden olduğu veya eşlik ettiği bir durum olabilir. Bu hastalıklar arasında; tiroid hastalıkları, böbrek hastalıkları, diyabet, romatoid artrit, çölyak hastalığı, kanser, kronik karaciğer hastalığı ve kronik obstrüktif akciğer hastalığı sayılabilir.

Osteoporozun Belirtileri Nelerdir?

Osteoporozun Belirtileri Nelerdir?

Osteoporoz, genellikle sessiz bir hastalık olarak tanımlanır. Çünkü, osteoporozun belirtileri, kemik yoğunluğunun ciddi derecede azalması veya kemik kırığı oluşması durumunda ortaya çıkar. Osteoporozun belirtileri şunlardır:

  • Sırt ağrısı: Osteoporoz, omurga kemiklerinde kırılmalara veya çökmelere neden olabilir. Bu durum, sırt ağrısına, boyun ağrısına, omurga eğriliğine ve boy kısalmasına yol açabilir.
  • Kırık riskinin artması: Osteoporoz, kemiklerin kırılganlığını artırır. Bu nedenle, osteoporozlu kişilerde, düşme, çarpma, zorlanma gibi basit travmalar sonucunda kırık oluşabilir. Osteoporozla ilişkili kırıklar, özellikle el bileği, omurga ve kalça kemiklerinde görülür. Bu kırıklar, şiddetli ağrı, hareket kısıtlılığı, sakatlık ve ölüm riski gibi ciddi komplikasyonlara neden olabilir.
  • Duruş bozukluğu: Osteoporoz, omurga kemiklerinin şeklini ve pozisyonunu değiştirebilir. Bu durum, kamburluk, kısa boyluluk, başın öne eğilmesi, omuzların düşmesi gibi duruş bozukluklarına neden olabilir. Duruş bozukluğu, ağrı, solunum güçlüğü, sindirim problemleri, dengesizlik ve özgüven kaybı gibi sorunlara yol açabilir.

Osteoporoz Nasıl Tanı Konur?

Osteoporozun tanısı, genellikle kırık sonrasında yapılır. Ancak, osteoporozun erken teşhisi, kemik sağlığını korumak ve kırık riskini azaltmak için önemlidir. Osteoporozun tanısı için kullanılan yöntemler şunlardır:

Kemik yoğunluğu ölçümü: Kemik yoğunluğu ölçümü, osteoporozun tanısında altın standart olarak kabul edilen bir yöntemdir. Kemik yoğunluğu ölçümü, kemiklerin mineral içeriğini ve kütlesini ölçen bir radyolojik testtir. Kemik yoğunluğu ölçümü, genellikle DEXA (dual-energy X-ray absorptiometry) adı verilen bir cihazla yapılır. DEXA, omurga, kalça ve el bileği gibi kırık riski yüksek olan bölgelerin kemik yoğunluğunu ölçer. DEXA, düşük dozda radyasyon kullanır ve ağrısız bir testtir. Kemik yoğunluğu ölçümü, kişinin kemik yoğunluğunu, zirve kemik kütlesi ile karşılaştırarak bir skor verir. Bu skora T skoru denir. T skoru, osteoporozun derecesini belirlemek için kullanılır. T skoru, şu şekilde yorumlanır:

  • T skoru -1 ve üzeri ise, kemik yoğunluğu normaldir.
  • T skoru -1 ile -2.5 arasında ise, kemik yoğunluğu düşüktür. Bu durum, osteopeni olarak adlandırılır. Osteopeni, osteoporozun öncüsüdür ve kemik kırığı riskini artırır.
  • T skoru -2.5 ve altında ise, kemik yoğunluğu çok düşüktür. Bu durum, osteoporoz olarak adlandırılır. Osteoporoz, kemik kırığı riskini ciddi derecede artırır.

Kan ve idrar testleri: Kan ve idrar testleri, osteoporozun nedenlerini araştırmak için kullanılabilir. Kan ve idrar testleri, kemik yapım ve yıkım süreçlerini yansıtan belirteçleri ölçer. Ayrıca, kan ve idrar testleri, kemik sağlığını etkileyen hormon, mineral, vitamin ve diğer maddelerin seviyelerini de belirler. Kan ve idrar testleri, osteoporozun tanısında tek başına yeterli değildir. Ancak, osteoporozun altta yatan nedenlerini ortaya çıkarmak ve tedavi planını belirlemek için yardımcı olabilir.

Klinik değerlendirme: Klinik değerlendirme, osteoporozun tanısında önemli bir rol oynar. Klinik değerlendirme, kişinin tıbbi öyküsünü, aile öyküsünü, ilaç kullanımını, beslenme durumunu, yaşam tarzını, kırık öyküsünü ve osteoporozla ilişkili risk faktörlerini değerlendirir. Klinik değerlendirme, osteoporozun şiddetini, kırık riskini ve tedavi seçeneklerini belirlemek için kullanılır.

Osteoporozun Tedavisi Nasıl Yapılır?

Osteoporozun Tedavisi Nasıl Yapılır?

Osteoporozun tedavisi, kemik yoğunluğunu korumak, kemik yıkımını yavaşlatmak, kemik yapımını artırmak, kırık riskini azaltmak ve yaşam kalitesini yükseltmek için yapılır. Osteoporozun tedavisi, ilaç tedavisi ve ilaç dışı tedavi olmak üzere iki ana başlık altında incelenebilir.

İlaç Tedavisi

İlaç tedavisi, osteoporozun tedavisinde sıklıkla kullanılan bir yöntemdir. İlaç tedavisi, kemik yıkımını baskılayan veya kemik yapımını uyaran kemik yapımını uyarıcı ilaçlardan oluşur. İlaç tedavisi, doktorun önerisi ve reçetesi doğrultusunda yapılır. İlaç tedavisinde kullanılan ilaçlar ve etkileri şunlardır:

  • Bisfosfonatlar: Bisfosfonatlar, kemik yıkımını baskılayan ilaçlardır. Bisfosfonatlar, kemiklerin mineral içeriğini artırarak kemik yoğunluğunu korur ve kırık riskini azaltır. Bisfosfonatlar, ağızdan veya damardan alınabilir. Bisfosfonatların yan etkileri arasında; mide-bağırsak rahatsızlıkları, çene kemiği problemleri, böbrek fonksiyon bozukluğu ve atipik femur kırığı sayılabilir.
  • Seçici östrojen reseptör modülatörleri (SERM): SERM, östrojen hormonunun kemik üzerindeki etkisini taklit eden ilaçlardır. SERM, kemik yıkımını baskılayarak kemik yoğunluğunu korur ve kırık riskini azaltır. SERM, ağızdan alınır. SERM, aynı zamanda menopoz sonrası kadınlarda meme kanseri riskini de azaltır. SERM’in yan etkileri arasında; sıcak basması, bacak krampları, vajinal kanama ve kan pıhtısı oluşumu sayılabilir.
  • Paratiroid hormonu (PTH): PTH, kemik yapımını uyarıcı bir ilaçtır. PTH, kemik hücrelerinin yeni kemik dokusu oluşturmasını sağlar. PTH, kemik yoğunluğunu artırır ve kırık riskini azaltır. PTH, günde bir kez cilt altına enjekte edilir. PTH’nin yan etkileri arasında; baş ağrısı, bulantı, baş dönmesi, kızarıklık ve kemik ağrısı sayılabilir.
  • Denosumab: Denosumab, kemik yıkımını baskılayan bir ilaçtır. Denosumab, kemik yıkımını uyarıcı bir faktörü bloke ederek kemik yoğunluğunu korur ve kırık riskini azaltır. Denosumab, altı ayda bir cilt altına enjekte edilir. Denosumab’ın yan etkileri arasında; enfeksiyon, cilt reaksiyonları, kas ağrısı, çene kemiği problemleri ve atipik femur kırığı sayılabilir.
  • Kalsitonin: Kalsitonin, kemik yıkımını baskılayan bir ilaçtır. Kalsitonin, kemik yoğunluğunu korur ve kırık riskini azaltır. Kalsitonin, burun spreyi veya enjeksiyon şeklinde kullanılabilir. Kalsitonin, aynı zamanda osteoporozlu kişilerde sırt ağrısını da azaltabilir. Kalsitonin’in yan etkileri arasında; burun akıntısı, burun kanaması, baş ağrısı, bulantı ve alerjik reaksiyonlar sayılabilir.

İlaç tedavisi, osteoporozun tedavisinde etkili bir yöntemdir. Ancak, ilaç tedavisinin başarısı, ilaçların düzenli ve doğru şekilde kullanılmasına bağlıdır. İlaç tedavisinin yan etkileri, ilaçların dozu, süresi ve kişinin sağlık durumuna göre değişebilir. Bu nedenle, ilaç tedavisi, doktorun gözetiminde ve kontrolleriyle yapılmalıdır.

İlaç Dışı Tedavi

İlaç Dışı Tedavi

İlaç dışı tedavi, osteoporozun tedavisinde ilaç tedavisine ek olarak veya tek başına kullanılabilen bir yöntemdir. İlaç dışı tedavi, kemik sağlığını destekleyen ve kırık riskini azaltan yaşam tarzı değişiklikleri, beslenme önerileri, egzersiz programları, fizik tedavi ve cerrahi gibi uygulamalardan oluşur. İlaç dışı tedavinin amacı, osteoporozun ilerlemesini yavaşlatmak, ağrıyı azaltmak, fonksiyonu artırmak ve yaşam kalitesini yükseltmektir. İlaç dışı tedavide kullanılan yöntemler ve etkileri şunlardır:

Yaşam tarzı değişiklikleri: Yaşam tarzı değişiklikleri, osteoporozun tedavisinde önemli bir rol oynar. Yaşam tarzı değişiklikleri, kemik sağlığını olumsuz etkileyen alışkanlıkların bırakılması veya azaltılması anlamına gelir. Yaşam tarzı değişiklikleri, şunları içerir:

Sigara bırakmak: Sigara, kemik yapımını azaltır, kemik yıkımını artırır, kalsiyum emilimini bozar ve östrojen seviyesini düşürür. Bu nedenle, sigara, osteoporoz riskini artırır ve kemik yoğunluğunu azaltır. Sigara bırakmak, kemik sağlığını korumak ve kırık riskini azaltmak için önemlidir.

Alkol tüketimini azaltmak: Alkol, kemik yapımını azaltır, kemik yıkımını artırır, kalsiyum emilimini bozar ve hormon dengesini bozar. Ayrıca, alkol, dengesizlik, düşme ve kırık riskini de artırır. Alkol tüketimi, osteoporoz riskini artırır ve kemik yoğunluğunu azaltır. Alkol tüketimi, günde bir kadeh veya daha az olacak şekilde azaltılmalıdır.

Düşmeleri önlemek: Düşmeler, osteoporozlu kişilerde en sık görülen kırık nedenidir. Düşmeler, kemiklerin zayıflığı, kas gücünün azalması, denge bozukluğu, görme problemleri, ilaç kullanımı, ayakkabı seçimi, ev içi tehlikeler ve çevresel faktörler gibi nedenlerle oluşabilir.

Düşmeleri önlemek için, şu önlemler alınabilir:

  • Kas gücü, denge ve koordinasyonu artırmak için egzersiz yapmak
  • Görme problemleri varsa gözlük kullanmak veya göz doktoruna başvurmak
  • Düşmeye neden olabilecek ilaçların dozunu veya türünü doktorla görüşmek
  • Ayak sağlığına dikkat etmek ve rahat, düz ve kaymayan ayakkabılar giymek
  • Ev içinde halı, kablo, eşya gibi düşmeye neden olabilecek engelleri kaldırmak
  • Ev içinde yeterli aydınlatma sağlamak ve gece lambası kullanmak
  • Banyo, tuvalet, merdiven gibi riskli yerlere tutunacak korkuluk veya barlar takmak
  • Dışarıda yürürken dikkatli olmak ve buz, kar, yağmur gibi kaygan zeminlerden kaçınmak

Beslenme önerileri: Beslenme önerileri, osteoporozun tedavisinde önemli bir rol oynar. Beslenme önerileri, kemik sağlığı için gerekli olan besin öğelerinin yeterli ve dengeli alınmasını sağlar. Beslenme önerileri, şunları içerir:

Kalsiyum alımını artırmak: Kalsiyum, kemiklerin ana bileşenidir. Kalsiyum, kemik yapımını destekler, kemik yıkımını yavaşlatır, kemik yoğunluğunu korur ve kırık riskini azaltır. Kalsiyum, günlük olarak 1000-1200 mg alınmalıdır. Kalsiyum, süt ve süt ürünleri, yeşil yapraklı sebzeler, kuruyemişler, baklagiller, tahıllar, balık ve yumurta gibi besinlerden alınabilir. Kalsiyum alımı yetersiz ise, doktorun önerisiyle kalsiyum takviyesi kullanılabilir.

D vitamini alımını artırmak: D vitamini, kalsiyumun bağırsaklardan emilimini ve kemiklere yerleşmesini sağlar. D vitamini, kemik sağlığı için gerekli olan bir vitamindir. D vitamini, günlük olarak 600-800 IU alınmalıdır. D vitamini, güneş ışığı, balık yağı, yumurta, mantar, süt ve süt ürünleri gibi besinlerden alınabilir. D vitamini alımı yetersiz ise, doktorun önerisiyle D vitamini takviyesi kullanılabilir.

Protein alımını dengeli tutmak: Protein, kemiklerin yapı taşı olan kollajenin üretimini sağlar. Protein, kemik yapımını destekler, kemik kütlesini korur ve kırık iyileşmesini hızlandırır. Protein, günlük olarak 0.8-1.2 g/kg alınmalıdır. Protein, et, tavuk, balık, yumurta, süt ve süt ürünleri, kuruyemişler, baklagiller, tahıllar ve soya gibi besinlerden alınabilir. Protein alımı hem çok fazla hem de çok az olmamalıdır. Çok fazla protein alımı, kalsiyum kaybına neden olabilir. Çok az protein alımı ise, kemik yapımını azaltabilir.

Diğer besin öğelerine dikkat etmek: Kemik sağlığı için kalsiyum, D vitamini ve proteinin yanı sıra diğer besin öğeleri de önemlidir. Kemik sağlığı için gerekli olan diğer besin öğeleri arasında; magnezyum, fosfor, potasyum, çinko, bakır, demir, K vitamini, C vitamini ve B grubu vitaminler sayılabilir. Bu besin öğeleri, kemik yapımını ve yıkımını düzenler, kemik mineralizasyonunu sağlar, kemik kollajenini güçlendirir ve antioksidan etki gösterir. Bu besin öğeleri, sebze, meyve, kuruyemiş, baklagil, tahıl, balık, yumurta, et ve süt gibi çeşitli besin gruplarından alınabilir.

Egzersiz programları: Egzersiz programları, osteoporozun tedavisinde önemli bir rol oynar. Egzersiz programları, kemikleri yük altında bırakarak kemik yapımını uyarır, kemik yoğunluğunu artırır ve kırık riskini azaltır. Ayrıca, egzersiz programları, kas gücünü, dengeyi, koordinasyonu, esnekliği ve dayanıklılığı artırarak fonksiyonu iyileştirir, ağrıyı azaltır ve yaşam kalitesini yükseltir. Egzersiz programları, şunları içerir:

Ağırlık taşıma egzersizleri: Ağırlık taşıma egzersizleri, kemikleri vücut ağırlığı veya ek ağırlıklarla yük altında bırakan egzersizlerdir. Ağırlık taşıma egzersizleri, kemik yapımını uyarır, kemik yoğunluğunu artırır ve kırık riskini azaltır. Ağırlık taşıma egzersizleri, yürüyüş, koşu, merdiven çıkma, zıplama, dans, aerobik, tenis, basketbol, voleybol, halter, direnç bandı gibi egzersizleri içerir. Ağırlık taşıma egzersizleri, haftada en az 3-4 gün, günde en az 30 dakika yapılmalıdır.

Dengeli duruş egzersizleri: Dengeli duruş egzersizleri, denge, koordinasyon ve postürü geliştiren egzersizlerdir. Dengeli duruş egzersizleri, düşme ve kırık riskini azaltır, fonksiyonu iyileştirir ve yaşam kalitesini yükseltir. Dengeli duruş egzersizleri, yoga, pilates, tai chi, karate, bale, jimnastik gibi egzersizleri içerir. Dengeli duruş egzersizleri, haftada en az 2-3 gün, günde en az 15-20 dakika yapılmalıdır.

Esneme egzersizleri: Esneme egzersizleri, kasları, eklemleri ve bağ dokularını uzatan egzersizlerdir. Esneme egzersizleri, ağrıyı azaltır, hareket açıklığını artırır, kas spazmını önler, kan dolaşımını iyileştirir ve rahatlama sağlar. Esneme egzersizleri, her egzersiz seansının başında ve sonunda yapılmalıdır. Esneme egzersizleri, her bölge için en az 10-15 saniye tutulmalıdır.

Fizik tedavi: Fizik tedavi, osteoporozun tedavisinde kullanılan bir yöntemdir. Fizik tedavi, fizyoterapist tarafından uygulanan veya rehberliğinde yapılan egzersiz, masaj, elektriksel uyarım, sıcak-soğuk uygulama, ultrason, lazer, traksiyon gibi uygulamalardan oluşur. Fizik tedavi, kemik sağlığını destekler, ağrıyı azaltır, fonksiyonu artırır ve yaşam kalitesini yükseltir. Fizik tedavi, fizyoterapistin değerlendirmesi ve planlaması doğrultusunda yapılır.

Cerrahi: Cerrahi, osteoporozun tedavisinde son çare olarak kullanılan bir yöntemdir. Cerrahi, osteoporozla ilişkili kırıkların tedavisinde veya omurga çökmesi gibi ciddi komplikasyonların giderilmesinde kullanılır. Cerrahi, şunları içerir:

Kırık cerrahisi: Kırık cerrahisi, osteoporozla ilişkili kırıkların tedavisinde kullanılan bir yöntemdir. Kırık cerrahisi, kırılan kemiği yerine oturtmak, sabitlemek ve iyileşmesini sağlamak için yapılır. Kırık cerrahisi, plak, vida, çivi, tel, protez gibi malzemeler kullanılarak yapılır. Kırık cerrahisi, ağrıyı azaltır, fonksiyonu iyileştirir ve enfeksiyon riskini önler.

Vertebroplasti ve kifoplasti: Vertebroplasti ve kifoplasti, omurga çökmesi tedavisinde kullanılan yöntemlerdir. Omurga çökmesi, osteoporoz nedeniyle omurga kemiklerinin yüksekliğinin azalması ve şeklinin bozulması anlamına gelir. Omurga çökmesi, şiddetli ağrı, omurga eğriliği, boy kısalması, solunum güçlüğü ve sindirim problemleri gibi sorunlara neden olabilir. Vertebroplasti ve kifoplasti, çöken omurga kemiklerine iğneyle girilerek çimento enjekte etmek suretiyle yapılır. Bu yöntemler, omurga kemiklerini sabitler, ağrıyı azaltır, omurga yüksekliğini artırır ve omurga şeklini düzeltir.

Osteoporoz Nasıl Önlenir?

Osteoporoz Nasıl Önlenir?

Osteoporoz, önlenebilir bir hastalıktır. Osteoporozu önlemek için, kemik sağlığını korumak ve kırık riskini azaltmak için şu önlemler alınabilir:

Zirve kemik kütlesini artırmak: Zirve kemik kütlesi, osteoporoz riskini belirleyen en önemli faktördür. Zirve kemik kütlesi, gençlik döneminde en yüksek seviyeye ulaşır. Bu nedenle, gençlik döneminde kemik sağlığına dikkat etmek, osteoporozu önlemek için önemlidir. Zirve kemik kütlesini artırmak için, şunlar yapılabilir:

Yeterli ve dengeli beslenmek: Kemik sağlığı için gerekli olan kalsiyum, D vitamini, protein ve diğer besin öğelerinin yeterli ve dengeli alınması, kemik yapımını destekler ve kemik yoğunluğunu artırır. Beslenme önerileri bölümünde belirtilen besin gruplarından çeşitli ve yeterli miktarda tüketmek, zirve kemik kütlesini artırmak için önemlidir.

Fiziksel aktivite yapmak: Fiziksel aktivite, kemikleri yük altında bırakarak kemik yapımını uyarır, kemik yoğunluğunu artırır ve kırık riskini azaltır. Fiziksel aktivite, haftada en az 3-4 gün, günde en az 30 dakika yapılmalıdır. Fiziksel aktivite, ağırlık taşıma, dengeli duruş ve esneme egzersizlerini içermelidir. Egzersiz programları bölümünde belirtilen egzersiz türleri, zirve kemik kütlesini artırmak için uygundur.

Sigara ve alkol tüketiminden kaçınmak: Sigara ve alkol, kemik yapımını azaltır, kemik yıkımını artırır, kalsiyum emilimini bozar ve hormon dengesini bozar. Bu nedenle, sigara ve alkol, kemik yoğunluğunu azaltır ve osteoporoz riskini artırır. Sigara ve alkol tüketiminden kaçınmak, zirve kemik kütlesini korumak için önemlidir.

Kemik yoğunluğunu korumak: Kemik yoğunluğu, yaş ilerledikçe azalmaya başlar. Bu durum, osteoporoz riskini artırır. Kemik yoğunluğunu korumak için, şunlar yapılabilir:

Kemik sağlığı için gerekli olan kalsiyum

Yeterli ve dengeli beslenmeye devam etmek: Kemik sağlığı için gerekli olan kalsiyum, D vitamini, protein ve diğer besin öğelerinin yeterli ve dengeli alınması, kemik yapımını destekler ve kemik yıkımını yavaşlatır. Beslenme önerileri bölümünde belirtilen besin gruplarından çeşitli ve yeterli miktarda tüketmeye devam etmek, kemik yoğunluğunu korumak için önemlidir.

Fiziksel aktiviteye devam etmek: Fiziksel aktivite, kemikleri yük altında bırakarak kemik yapımını uyarır, kemik yoğunluğunu korur ve kırık riskini azaltır. Fiziksel aktivite, haftada en az 3-4 gün, günde en az 30 dakika yapılmalıdır. Fiziksel aktivite, ağırlık taşıma, dengeli duruş ve esneme egzersizlerini içermelidir. Egzersiz programları bölümünde belirtilen egzersiz türleri, kemik yoğunluğunu korumak için uygundur.

Sigara ve alkol tüketiminden kaçınmaya devam etmek: Sigara ve alkol, kemik yapımını azaltır, kemik yıkımını artırır, kalsiyum emilimini bozar ve hormon dengesini bozar. Bu nedenle, sigara ve alkol, kemik yoğunluğunu azaltır ve osteoporoz riskini artırır. Sigara ve alkol tüketiminden kaçınmaya devam etmek, kemik yoğunluğunu korumak için önemlidir.

Kemik yoğunluğu ölçümü yaptırmak: Kemik yoğunluğu ölçümü, osteoporozun erken teşhisi için önemli bir yöntemdir. Kemik yoğunluğu ölçümü, kemiklerin mineral içeriğini ve kütlesini ölçen bir radyolojik testtir. Kemik yoğunluğu ölçümü, osteoporozun derecesini belirlemek için kullanılır.

Kemik yoğunluğu ölçümü, şu durumlarda yapılmalıdır:

  • 50 yaşından sonra herkes
  • 40 yaşından önce osteoporoz risk faktörleri olanlar
  • Menopoz sonrası kadınlar
  • Kortizon gibi kemik yıkıcı ilaç kullananlar
  • Osteoporozla ilişkili kırık geçirenler

Doktor kontrolünde olmak: Doktor kontrolünde olmak, osteoporozun tedavisi ve önlenmesi için önemlidir. Doktor kontrolünde olmak, şunları içerir:

  • Osteoporozun nedenlerini araştırmak için kan ve idrar testleri yaptırmak
  • Osteoporozun tedavisi için ilaç kullanmak veya ilaç değiştirmek
  • Osteoporozun tedavisi için fizik tedavi, egzersiz programı veya cerrahiye başvurmak
  • Osteoporozun tedavisinin etkinliğini ve yan etkilerini takip etmek
  • Osteoporozun ilerlemesini ve kırık riskini değerlendirmek

Sıkça Sorulan Sorular

Osteoporoz kimlerde görülür?

Osteoporoz kimlerde görülür?

Osteoporoz, genellikle ileri yaşlarda görülen bir hastalıktır. Ancak, bazı risk faktörleri osteoporozun daha erken yaşlarda da ortaya çıkmasına neden olabilir. Osteoporoz, özellikle kadınlarda, menopoz sonrası dönemde, ailede osteoporoz öyküsü olanlarda, yeterli kalsiyum ve D vitamini almayanlarda, fiziksel aktivite yapmayanlarda, sigara ve alkol kullananlarda, kortizon gibi kemik yıkıcı ilaç kullananlarda ve tiroid hastalığı, diyabet, romatoid artrit gibi bazı hastalıkları olanlarda daha sık görülür.

Osteoporoz nasıl anlaşılır?

Osteoporoz, genellikle sessiz bir hastalık olarak tanımlanır. Çünkü, osteoporozun belirtileri, kemik yoğunluğunun ciddi derecede azalması veya kemik kırığı oluşması durumunda ortaya çıkar. Osteoporozun belirtileri arasında; sırt ağrısı, kırık riskinin artması, duruş bozukluğu sayılabilir. Osteoporozun erken teşhisi için, kemik yoğunluğu ölçümü yaptırmak, kan ve idrar testleri yaptırmak, doktor kontrolünde olmak gerekir.

Osteoporoz nasıl tedavi edilir?

Osteoporozun tedavisi, kemik yoğunluğunu korumak, kemik yıkımını yavaşlatmak, kemik yapımını artırmak, kırık riskini azaltmak ve yaşam kalitesini yükseltmek için yapılır. Osteoporozun tedavisi, ilaç tedavisi ve ilaç dışı tedavi olmak üzere iki ana başlık altında incelenebilir. İlaç tedavisi, kemik yıkımını baskılayan veya kemik yapımını uyarıcı ilaçlardan oluşur. İlaç dışı tedavi, yaşam tarzı değişiklikleri, beslenme önerileri, egzersiz programları, fizik tedavi ve cerrahi gibi uygulamalardan oluşur. Osteoporozun tedavisi, doktorun önerisi ve reçetesi doğrultusunda yapılır.

Kemik erimesi nedir?

Kemik erimesi, kemik yoğunluğunun ve kalitesinin azaldığı, kemiklerin zayıflamasına ve kırılma riskinin artmasına neden olan bir hastalıktır.

Kemik erimesi neden olur?

Kemik erimesinin birçok nedeni vardır. Bunlardan bazıları şunlardır: Yaşın ilerlemesi, kadın olmak, menopoz, hormon dengesizlikleri, kalsiyum ve D vitamini eksikliği, genetik faktörler, kronik hastalıklar, hareketsizlik, sigara ve alkol kullanımı, bazı ilaçların yan etkileri.

Kemik erimesi belirtileri nelerdir?

Kemik erimesi genellikle ağrısız ilerler ve çoğu kez belirti vermez. Ancak, zamanla kemik zayıflığı arttıkça çeşitli semptomlar ortaya çıkabilir. Bu semptomlar, hastalığın ilerlediğinin ve kemik sağlığının tehlikede olduğunun bir işareti olabilir. Kemik erimesinin yaygın görülen belirtileri şunlardır: Bel ağrısı, boy kısalığı, kambur duruş, kol veya bacakta ağrı, kemik kırılması, el bileğinde kırılma, göğüs ağrısı.

Kemik erimesi tedavisi var mı?

Kemik erimesi tedavisi var mı?

Kemik erimesi tamamen iyileştirilemese de, ilaç tedavisi, beslenme düzeni, egzersiz ve yaşam tarzı değişiklikleri ile kemik kaybı yavaşlatılabilir, kırık riski azaltılabilir ve yaşam kalitesi artırılabilir. Kemik erimesi tedavisinde kullanılan ilaçlar, kemik yıkımını azaltan veya kemik yapımını artıran ilaçlardır. Bu ilaçlar, doktorunuzun önerisine göre ağızdan, enjeksiyon veya infüzyon yoluyla alınabilir. Kemik erimesi tedavisinde ayrıca, kalsiyum ve D vitamini takviyeleri, kalsiyum ve protein açısından zengin beslenme, kemikleri güçlendiren egzersizler, sigara ve alkolü bırakma, düşme riskini azaltma gibi önlemler de alınmalıdır.

Kemik erimesine ne iyi gelir?

Kemik erimesine karşı vücudu korumak ve kemik sağlığını desteklemek için bazı besinlerin tüketilmesi önerilir. Bu besinler şunlardır: Süt ve süt ürünleri, kuru meyveler, koyu yeşil yapraklı sebzeler, balık, yumurta, soya, badem, ceviz, susam, fındık, kinoa, yulaf, brokoli, lahana, ıspanak, havuç, portakal, greyfurt, kivi, ananas, çilek, nar, elma, üzüm, incir, hurma, zeytin yağı, pekmez, tarçın, zerdeçal, zencefil, sarımsak.

Bu besinler, kemik yapısını güçlendiren kalsiyum, fosfor, magnezyum, potasyum, çinko, demir, bakır, manganez, selenyum, bor, silikon, D vitamini, K vitamini, C vitamini, E vitamini, B6 vitamini, folik asit, omega-3 yağ asitleri, protein, lif, antioksidan ve anti-inflamatuar bileşikler içerirler. Bu besinleri düzenli ve dengeli bir şekilde tüketmek, kemik erimesinin önlenmesi ve tedavisinde faydalı olabilir.

Bacakta kemik erimesi belirtileri nelerdir?

Bacakta kemik erimesi belirtileri şunlardır:

  • Bacaklarda sızlama
  • Ayağa kalkarken ve otururken zorlanma
  • Çömelme zorluğu yaşama
  • Hareketsizlik
  • Bacakta uyuşma hissetme
  • Aniden giren sancı şeklinde ağrılar

Genç yaşta kemik erimesi belirtileri nelerdir?

Genç yaşta kemik erimesi belirtileri şunlardır:

  • Sırt, kalçalar, dizler ve ayak bileklerinde ciddi oranda bir ağrının olması
  • Yürüme zorlukları
  • Bacaklarda ve ayak bileklerinde daha çok görülmekte olan kırıklar meydana gelebilir

Genç yaşta kemik erimesi olanlar kimlerdir?

Genç yaşta kemik erimesi olanlar, genellikle şu durumlarda olan kişilerdir:

  • Genetik yatkınlığı olanlar
  • Hormonal bozuklukları olanlar
  • Beslenme bozukluğu olanlar
  • Kronik hastalığı olanlar
  • Hareketsiz yaşam tarzı olanlar
  • Sigara ve alkol kullananlar

Hangi ilaçlar kemik erimesi yapar?

Hangi ilaçlar kemik erimesi yapar?

Kemik erimesi yapabilecek ilaçlar şunlardır:

  • Kortizon ve steroid içeren ilaçlar
  • Tiroid hormonu içeren ilaçlar
  • Antiepileptik ilaçlar
  • Antidepresan ilaçlar
  • Proton pompa inhibitörleri
  • Heparin gibi kan sulandırıcı ilaçlar

Kadınlarda osteoporoz nedir?

Osteoporoz, kemik yoğunluğunun ve kalitesinin azaldığı, kemiklerin zayıflayıp kırılma riskinin arttığı bir hastalıktır. Kadınlarda osteoporoz, özellikle menopoz sonrası dönemde görülür. Kadınlarda östrojen hormonunun azalması, kemik yıkımını hızlandırır. Kadınlarda osteoporoz riski, erkeklerden 4 kat daha fazladır.

Kemik erimesi bacak ağrısı yapar mı?

Kemik erimesi, bacaklarda ağrıya neden olabilir. Bu ağrı, bacaklardaki kemiklerde kırık veya çatlak oluşmasından kaynaklanabilir. Ayrıca, bacaklardaki kas ve sinirlerin de etkilenmesi mümkündür. Bacak ağrısı, kemik erimesinin ilerlediğinin bir işareti olabilir.

Kemik erimesi düzelir mi?

Kemik erimesi, tamamen düzelmez, ancak ilerlemesi yavaşlatılabilir ve kemik sağlığı korunabilir. Kemik erimesinin tedavisinde, doktorun önerdiği ilaçlar, vitamin ve mineral takviyeleri, egzersiz ve beslenme düzeni önemlidir. Kemik erimesinin tedavisinde, kemik yıkımını azaltmak ve kemik yapımını artırmak amaçlanır.

Kemik erimesi nasıl geçer?

Kemik erimesi, geçmez, ancak önlenmesi ve tedavisi mümkündür. Kemik erimesinden korunmak için, şu önlemler alınabilir:

  • Günde 1000 mg kalsiyum almak
  • D vitamini alımını artırmak
  • Koyu yeşil yapraklı sebzeler, kuru meyveler, balık, soya, badem gibi besinleri tüketmek
  • Asansör yerine merdiven kullanmak
  • Yürüyüş, koşu, ip atlama, tenis gibi egzersizler yapmak
  • Sigara ve alkol kullanımını bırakmak
  • Düzenli olarak kemik mineral yoğunluğu ölçümü yaptırmak

Kemik erimesi ne gibi rahatsızlıklar yapar?

Kemik erimesi, kemiklerde kırılmalara, çökmelere, boy kısalmasına, kamburlaşmaya, duruş bozukluklarına, ağrılara, hareket kısıtlılığına, solunum ve sindirim sorunlarına, diş kaybına, kilo kaybına ve yaşam kalitesinin düşmesine neden olabilir.

Kemik erimesi varsa ne yapılır?

Kemik erimesi varsa ne yapılır?

Kemik erimesi varsa, doktorun önerdiği tedavi planına uyulmalıdır. Kemik erimesi tedavisinde, şu yöntemler kullanılabilir:

  • Kemik yapısını güçlendiren ilaçlar
  • Vitamin ve mineral desteği
  • Egzersiz
  • Düzenli hareket kontrolü

Osteoporoz nedir?

Osteoporoz, kemik erimesinin tıbbi adıdır. Kemik yoğunluğunun ve kalitesinin azaldığı, kemiklerin zayıflayıp kırılma riskinin arttığı bir hastalıktır. Osteoporoz, genellikle yaşlılarda, kadınlarda, genetik yatkınlığı olanlarda, hormonal bozuklukları olanlarda, beslenme bozukluğu olanlarda, hareketsiz yaşayanlarda, sigara ve alkol kullananlarda görülür.

Osteoporoz hastalığı iyileşir mi?

Osteoporoz hastalığı, tamamen iyileşmez, ancak ilerlemesi yavaşlatılabilir ve kemik sağlığı korunabilir. Osteoporoz hastalığının tedavisinde, doktorun önerdiği ilaçlar, vitamin ve mineral takviyeleri, egzersiz ve beslenme düzeni önemlidir. Osteoporoz hastalığının tedavisinde, kemik yıkımını azaltmak ve kemik yapımını artırmak amaçlanır.

Osteoporoz hastalığı kimlerde görülür?

Osteoporoz hastalığı, herkeste görülebilir, ancak bazı kişilerde daha yüksek risk vardır. Osteoporoz hastalığı daha çok şu kişilerde görülür:

  • Yaşlılar
  • Kadınlar
  • Menopoz sonrası dönemde olanlar
  • Genetik yatkınlığı olanlar
  • Hormonal bozuklukları olanlar
  • Beslenme bozukluğu olanlar
  • Kronik hastalığı olanlar
  • Hareketsiz yaşam tarzı olanlar
  • Sigara ve alkol kullananlar
  • Bazı ilaçları kullananlar

Osteoporoz ilerlerse ne olur?

Osteoporoz ilerlerse, kemikler daha da zayıflar ve kırılma riski daha da artar. Osteoporoz ilerledikçe, kemiklerde kırılmalara, çökmelere, boy kısalmasına, kamburlaşmaya, duruş bozukluklarına, ağrılara, hareket kısıtlılığına, solunum ve sindirim sorunlarına, diş kaybına, kilo kaybına ve yaşam kalitesinin düşmesine neden olabilir.

Sonuç: Osteoporoz (Kemik Erimesi) Nedir, Belirtileri, Tanı ve Tedavisi Nelerdir?

Sonuç: Osteoporoz (Kemik Erimesi) Nedir, Belirtileri, Tanı ve Tedavisi Nelerdir?

Osteoporoz, kemik yapısının zayıflaması ve kırılmaya yatkın hale gelmesi anlamına gelir. Osteoporoz, yaşlanma, hormonal değişiklikler, beslenme, yaşam tarzı, ilaç kullanımı ve bazı hastalıklar gibi nedenlerle ortaya çıkar. Osteoporoz, genellikle sessiz bir hastalık olarak tanımlanır. Çünkü, osteoporozun belirtileri, kemik yoğunluğunun ciddi derecede azalması veya kemik kırığı oluşması durumunda ortaya çıkar.

Osteoporozun erken teşhisi ve tedavisi, kemik sağlığını korumak ve kırık riskini azaltmak için önemlidir. Osteoporozun tedavisi, ilaç tedavisi ve ilaç dışı tedavi olmak üzere iki ana başlık altında incelenebilir. Osteoporozun tedavisi, doktorun önerisi ve reçetesi doğrultusunda yapılır. Osteoporoz, önlenebilir bir hastalıktır. Osteoporozu önlemek için, kemik sağlığını korumak ve kırık riskini azaltmak için yaşam tarzı değişiklikleri, beslenme önerileri, egzersiz programları, kemik yoğunluğu ölçümü ve doktor kontrolünde olmak gerekir.

Makale Sağlık

Sağlıkla ilgili en son gelişmeleri takip eder, bu bilgileri sade bir dille aktararak okuyucularımızın daha iyi sağlık kararları almasına yardımcı oluruz. Karmaşık sağlık konularını anlaşılır bir şekilde sunma misyonunu benimsedik ve okuyucularımıza sağlıklı yaşam tarzları oluşturma ve daha bilinçli sağlık kararları alma konularında ilham kaynağı olmak için elimizden geleni yapıyoruz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu